NEDİR? “Nazal polip nedir?” sorusuna cevap verebilmek için öncelikle polip kelimesinin anlamını açıklamak gerekir. Bilindiği gibi insan vücudunda içi hava ile dolu birçok organ ya da doku bulunmaktadır. Akciğerler, mide, ağız, burun, burun etrafındaki sinüsler, dış kulak yolu bunlara örnektir. Sinüs genel olarak bir ucu açık keseye benzeyen boşluklara verilen isimdir. İltihabi durumu halk arasında “sinüzit” olarak bilinen sinüsler ise burun boşluğu ile bağlantılı kafa kemiklerinin içerisindeki hava dolu boşluklardır ve “paranazal sinüsler” olarak adlandırılır. İnsan vücudunda tüm bu boşlukları döşeyen ve hücrelerden oluşan ince, yüzeysel bir doku tabakası vardır. İşte bu doku tabakasından dışarı doğru sarkarak normal yapılardan farklı olarak büyüyen, et gibi yapılara "polip" adı verilir. Polipler içi boş olan her türlü organ veya dokuda gelişebilir ve bulunduğu yere göre adlandırılırlar. Kulak, ses teli, mide, bağırsak polipi gibi isimlendirmeler bunlara iyi birer örnektir. Burun içini veya ağızları burun içerisine açılan burun etrafındaki sinüslerin iç yüzeyini döşeyen dokulardaki hasarlardan polipler gelişebilir. Bu durumda oluşan yapı, Latincede buruna ait anlamı taşıyan “Nazal” kelimesiyle yerleşim yeri tanımlanarak “Nazal Polip” adını alır. Bu poliplerin mevcut olduğu hastalık hali ise “Nazal Polipozis” olarak adlandırılır. Bu terim burun ve bağlantılı sinüslerde yaygın olarak polip olduğunu ifade eder. Nazal polipler, yumuşak, soluk renkli, burun içerisine sarkan, dokunmakla ağrısız, yerçekimi ile yer değiştirebilen yapılardır. NASIL OLUŞUR? Poliplerin nasıl oluştuğu ve oluşmasında hangi mekanizmaların etkin olduğu tam olarak bilinmemektedir ve bilim insanları tarafından da hala araştırılmaktadır. Burun ve sinüsleri döşeyen yüzeysel dokudaki çeşitli sebeplere bağlı olarak oluşan hasar ve bunun sürekli hâl alması en olası sebeptir. Hasara sebep olan en önemli etkenler ise iltihabi durumlar ve allerjidir. Birtakım zararlı maddeler ile devamlı temas edilmesi ya da solunması veya birtakım ailesel-kalıtımsal sebepler de polip oluşumunda rol alabilir. Polip oluşumuna sebep olan bu koşullar tek başlarına olabilir veya hepsi bir arada olabilir. Sonuç olarak sinüslerin içini döşeyen yüzeysel doku şişer ve sinüslerin ağzından çıkıp burun içine doğru büyür. Nazal polip genellikle her iki tarafta birden oluşur. "Astım" ve "Kistik Fibrozis" gibi bilinen bazı hastalıklarda da burun polipi oluşabilir NE YAPAR? Nazal polipler, burun içinden geçen havanın akımını mekanik olarak engelleyerek burun tıkanıklığına sebep olurlar. Ayrıca eşlik eden başka bir hastalık olup olmamasına bağlı olarak kıvamı ve rengi değişen burun akıntısına da sebep olabilirler. Bu akıntının büyük bir kısmı da genizden aşağıya doğru olur ve “Astım” hastalığının ağırlaşmasına ya da astım krizlerine sebep olabilir. Burundan alınan hava engellendiğinden koku alma duyusu kaybolabilir ya da azalabilir. Sinüslerin dolu olmasına bağlı olarak ya da iltihabi durumların arkasından baş ağrısına sebep olabilirler. Sonuç olarak ortaya çıkan ağızdan soluma eylemine bağlı olarak horlama veya uyku apnesi, sık boğaz hassasiyeti ve iltihaplanma, nezle ve gribin uzun sürmesi gibi şikayetler olabilir. Ortaya çıkan bu tablodaki rahatsızlıkların da başka şeylere sebep olabileceği düşünülürse uzun vadede hastanın daha karamsar durumlarla yüzleşmesi de olasılık dahilindedir. NE YAPMALI? Nazal polipler bir defa ortaya çıktıktan sonra kendiliklerinden yok olmaları mümkün değildir. Tedavi için mutlaka Kulak Burun Boğaz Hastalıkları uzmanına başvurmak gerekir. Doktor öncelikle normal yolla ve “endoskop” adı verilen çok ince ve içinde ışık kaynağı ile kamera olan cihazlarla muayene yapar. Gerekli görürse birtakım testler yaptırabilir, film çektirebilir ya da bilgisayarlı tomografi isteyebilir. Ameliyat kararı alındıysa burun içi ve sinüslerin bilgisayarlı tomografik incelemesi mutlaka yapılır. Nazal polipler ilk başlangıç safhasında veya polipler çok ufakken ilaçlarla küçültülebilir, fakat daha büyük olduklarında ancak operasyon ile temizlenebilirler. AMELİYAT NASIL YAPILIR? Burun polipi ameliyatı son yıllardaki teknolojik gelişmelere paralel olarak önemli değişiklikler göstermiştir. Bilgisayarlı tomografinin milimetrik olarak verdiği görüntüler üzerinde planlama yapılarak eskiden ağız içerisinden veya bazı özel durumlarda yüzün dışarısından yapılan cerrahi işlemler, günümüzde burun içerisinden endoskopik olarak yapılabilmektedir. Endoskopik yöntemde, ışık kaynağı, kamera ve monitör kullanılarak burun içinden girilir ve burun içi ile sinüslerdeki polipler ve hasarlı dokular temizlenir. Polipler temizlendikten sonra sinüslerin burun içine açılan yerleri de kontrol edilir ve gerekirse açılarak sinüslerin normale dönmesi sağlanır. Ameliyat hem bölgesel uyuşturma yoluyla, hem de genel anestezi altında uyutularak yapılabilir. Bu ameliyatlara genel olarak “Endoskopik Sinüs Cerrahisi” adı verilir. Endoskopik yöntemde kullanılan çok ince aletler sayesinde göz ve beyin gibi yakın organlarda oluşabilecek birtakım istenmeyen sonuçlar engellenebilmektedir. Bu yeni yöntemler hem doğal olarak mevcut yapıların bozulmamasını sağlamaktadır hem de en ufak poliplerin bile temizlenmesini sağlayarak hastalığın tekrarlama oranını azaltmaktadır. Burun dışarısından hiçbir kesi yapılmadığından dikiş, dikiş izi ve gözle görülür bir yara da olmamaktadır. AMELİYATIN TEHLİKELİ YONLERİ NELERDİR? Endoskopik ameliyatta en sık görülen problem ameliyatta ve sonrasında olabilen kanamadır. Ancak gelişen yöntemlerle kanayan doku ve damarlara müdahale kolaylaştığından ameliyat esnasında kanamalar çoğunlukla başarıyla kontrol edilebilmektedir. Dolayısıyla ameliyat sonrasında çoğunlukla tampon dahi konulmamaktadır. Bunun dışında, burun ve sinüslerin çevresinde önemli organlar bulunduğu için nadiren de olsa vücutta istenmeyen hasarlar (komplikasyonlar) gelişebilir. Bunların en ciddi olanları göz çukuru içine girilerek göz küresi ve sinirinin zedelenmesi, beyin zarının delinerek beyin sıvısının burun içine akması, büyük damarların yaralanması, beyin dokusunda hasar oluşması ve bunlar sonrası oluşabilen iltihabi olaylardır. Bazı yaralanmalar ciddi tedaviler gerektirebilirken bazıları küçük müdahalelerle tedavi edilebilir. Bunların dışında anesteziye ait bazı istenmeyen sonuçların da ortaya çıkabileceği unutulmamalıdır. AMELİYAT SONRASI NE YAPILIR? Endoskopik yöntemle yapılan polip ameliyatından sonra en önemli konu burun içinin uygun şekilde temizlenmesi şeklindeki pansumanların düzenli olarak yapılmasıdır. Genellikle tampon kullanılmadığından özel durumlar haricinde hastalar çok kısa sürede taburcu edilirler. Ameliyat sonrası birkaç günde bir, daha sonra daha seyrek olarak doktorunuza gitmek gerekir. Pansuman zamanlaması ameliyattaki karşılaşılan koşullara ve doktorun tercihine göre değişir. Doktorunuz her pansumandan sonra bir sonraki görüşme zamanını belirler. Bu arada verilen tıbbi tedavi düzenli kullanılmalıdır. Genellikle doktor ilk günlerde hastanın kendi burun içini serum fizyolojikle yıkayarak yapışma ve birikintileri önlemeye çalışmasını isteyecektir AMELİYAT SONUÇLARI NASILDIR? Belirgin bir hastalığı olmaksızın basit belirtilerle seyreden burun polipi olan ve bu sebeple ameliyat olan hastalardaki başarı oranı yüzde doksanın üzerindedir. Ancak allerji, astım, kistik fibrozis ve aspirin alerjisi gibi diğer hastalıklarla birlikte olan veya yaygın vakalarda başarı oranı düşer. Bu kişilerde burun polipleri her şeye rağmen tekrar oluşabilir. Bu tür hastalarda ameliyat sonrası amaç poliplerin oluşmasını ilaç tedavisi ile mümkün olduğunca geciktirmektir. Gerektiğinde ameliyat tekrarlanabilir.